SN Mimarlık ve A2A Mimarlık tarafından tasarlanan, ulusal mimari proje yarışmada 1. ödül kazanan proje ile Fethiye Belediyesi ve Eroğlu Gayrimenkul Geliştirme ve Yatırım AŞ, 2014 yılında Arkitera İşveren Ödülü Seçici Kurul Teşvik Ödülü’ne layık görüldü.
SN Mimarlık projeyi anlatıyor:
Fethiye; yaşamaktan keyif alınan denize açılan liman şehri, Fethiye Alışveriş ve Yaşam Merkezi ; bu şehrin yeniliğe ve değişime açılan kapısı…
Antik çağların Telmessos’u, Akdeniz’in kıyı bandında kurulduğundan günümüze değin yerleşimin kesintisiz sürdüğü tek merkez, Likya-Karya sınırında bir kıyı kenti Fethiye…
Günümüzün önemli turizm merkezlerinden biri olarak gelişen bu bölgede kentin etiketi, barkodu olması hedeflenen yapı, çevresini kentsel manada dönüştürecek, değiştirecek bir cazibe merkezi oluşturmak ve kentin önemli köşe taşlarından biri olacak sosyal ve ticari bir merkez yaratmak amacıyla fethiye’nin dinamik ruhunu yansıtan ve statikoya karşı direnen bir yapı olması hedefiyle tasarlandı.
Ortak bir avlu (yaşam alanı) etrafında şekillenen parçalı ve geçirgen kütlelerin formal yapısı, giriş aksları ve kentsel verilerden yola çıkılarak oluşturulmuştur.
Proje alanına kent içinden ulaşım yoğunluğunun arazinin kuzeydoğu köşesinden bağlanan ölüdeniz caddesinden olacağı öngörülerek, binaya ana giriş bu noktada planlanmıştır. bu köşede kentsel bir giriş ve karşılama meydanı oluşturularak binayla ve ortasında bulunan yaşam alanıyla ilişkisi bu meydandan sağlanmıştır.
Denize açılan bir liman şehri olan Fethiye’nin su ile ilişkisinin önemini projede de devam ettirmek amacıyla reflekte su havuzları, serinletici su fıskiyeleri ve iç avluda oluşturulan şelale gibi çeşitli su öğeleri kullanılmış ve arazinin kuzeyindeki su kanalıyla proje alanının kentsel bütünlüğü sağlanmıştır.
Bölgenin sıcak ikliminden dolayı ve yaz aylarındaki kullanım yoğunluğunun daha fazla olduğu göz önüne alınarak, güneş kontrolü ve gölgeleme sağlayan ve aynı zamanda parçalı kütleleri birbirine bağlayıp bütünleştiren, ahşap saçak örtü ile açık alanların ve iç avluda oluşturulan yaşam alanının üzeri örtülmüştür. Bu saçak aynı zamanda sıradan bir pergola olmanın ötesinde binaya farklı bir kimlik kazandıracak “barkot” çizgilerinden esinlenerek oluşturulmuş, farklı boyutlardaki yırtıkları ve kalınlıkları ile iç avluda, açık teraslarda ve giriş meydanında farklı ışık oyunları ve etkiler yaratmaktadır.
Aynı barkot yapı, binanın arka (batı) cephesinde de devam ederek rahatsız edici batı güneşine karşı dikey güneş kırıcı prekast beton cephe panellerine dönüşmektedir.
İmar durumuna göre izin verilen iki katlı yapı oluşturulurken, giriş katı, çekme mesafelerinde iki metre çekilerek, kentsel sürekliliği sağlamak amacıyla mümkün olduğu kadar şeffaf, geçirgen ve boşluklu oluşturulmuştur. Üst katta ise, çekme sınırına dayanan, daha masif bir yapının oluşturulmasına özen gösterilmiştir. Bu sayede binanın algısında zeminden bağımsız kutu etkisi yaratılmak istenmiştir. bu kutuların zemin ile görsel ve fonksiyonel bağlantısı kademeli basamaklarla oluşturulan eğik düzlemlerle sağlanmıştır. Biri giriş meydanına doğru, diğeri iç avludaki yaşam alanına doğru inen bu basamaklı oturma elemanları önlerindeki doğal sahneye bakan “kent tribünleri”ni oluşturur. Bu alanlarda konser, tiyatro, festival, kutlama, açık hava sineması gibi etkinlikler düzenlenebilir.
Giriş meydanından yükselen basamaklı oturma yerlerinden çatı kotuna çıkıldığında kentsel seyir terasına ulaşılır. Bu noktada deniz manzarasına bakan üzeri ahşap saçakla örtülü kafe yer alır.
İç avluya bakan cephede bulunan, yazın açılan kışın kapatılan, hareketli katlanır cam paneller ile binanın yılın tüm aylarında yeterli konfor koşulları ile kullanımı sağlanmıştır.
Yaya girişleri ölüdeniz caddesinden iki, kuzey otogar tarafından bir giriş olmak üzere üç girişle sağlanmakta olup araç girişleri ise ölüdeniz caddesinden kapalı otoparka inen rampayla sağlanmaktadır. Markete ve alışveriş merkezine servis girişleri ayrılmış olup binanın batı tarafında oluşturulmuş servis avlusundan sağlanmaktadır.